• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.twitter.com/@EtkinYayinevi
    • YENİ ÇIKTI... Hüznün İsyanı TURGENYEV
    • Bu biyografi, bundan yaklaşık yüz sene önce yayımlandı. Dönemi için yeni kabul edilen bir tür olan biyografik roman tarzında yazılan bu kitap, değerini günümüze kadar muhafaza etmeyi başarmıştır. Rus toplumunun taşrada oturan sıradan bireyleri için yazılmış bu kitaplar bugün de yalnızca kitap kurtlarına değil, tarihteki büyük insanların hayatı ve psikolojisi hakkında çok az bilgi sahibi olanlardan, asıl mesleği bu olanlara kadar geniş bir yelpazedeki okurlara tavsiye edilebilir.
    • Yeni Kitap... DARA DURMAK
    • Bu kitap, iki Alevi ailenin “Yol Kardeşi” yani “Musahip” olmalarını konu eden bir romandır. Merkezinde “Musahip Cemi”nin yer aldığı kitap, "Yol Kardeşi" olan iki ailenin iki çocuğunun; Melek ile Mazlum adlı iki gencin hüzünlü aşkları etrafında şekillenmektedir. Anadolu'nun bir yöresinde geçen olayı sade ve akıcı bir dille anlatan yazar, bir bakıma Alevilik kültürünü ve felsefesini edebiyat diliyle okurlara sunmaktadır. Keyifle okuyacağınıza inanıyoruz.
    • YENİ KİTAP... Evrenin Sonsuzluğunda BRUNO
    • ...Şimdi ondan ne suç ortaklarının isimlerini isteyen vardı, ne de dava arkadaşlarını satmasını talep eden. Ondan isteneni yapsa bile kimsenin zindana atılacağı yoktu. Kimseye ihanet etmeyecekti sonuçta. Peki fikirlerine ihanet edecek miydi? Yıllarca öğrettiği ve ateşli bir şekilde savunduğu fikirlerine?
      Ayağa kalktı. Kararlı ve heybetli bir duruşla, yargıçların yüzüne haykırmaya başladı: “Bana okuduğunuz bu hüküm, benden çok sizleri korkutmaktadır!”
      Uzaya giden yol ateşten geçiyordu...
    • YENİ KİTAP... Matematik Dehası PASCAL
    • Pascal’ın babası matematikle uğraşmayı ve evinde matematikçileri toplamayı severdi. Ancak, oğlunun çalışmaları için bir plan yaptığında, oğlu Latince’yi iyice benimseyene kadar matematiği bir kenara koymaya karar verdi. Blaise’in merakını bilen babası tüm matematik çalışmalarını ondan dikkatlice saklar ve hiçbir zaman onun yanında arkadaşlarıyla matematikle ilgili konuşma yapmazdı. Çocuk matematik öğrenmek istediğini söylediğinde, babası matematiği ona gelecekte öğreteceğini vaat etmişti.
    • Çağının Ötesinde Bir Dahi TESLA
    • Sıradışı geniş ve açık bir alın, karakteristik, ince hatlı zarif bir burun, çökük yanaklar, yarım bir tebessümle donakalmış ince dudaklar, bakışlarıyla insanın ruhuna işleyen yorgun ve hüzünlü o harika mavi gözler... Seksen yedi yaşındaki ihtiyarın yüzünün tüm çizgilerinde, canını kurtarmak için değil, sadece insanlık yararına bir şeyler yapabilmek uğruna, en azından biraz daha zaman kazanabilmek için ölüme ısrarla direnen ifadesi kazınmıştı. (...)
    • Doğu'nun Sönmeyen Yıldızı HAYYAM
    • ...tarih, insanoğlunun faaliyet gösterdiği her alana yeteneği olan pek çok dâhiye tanıklık etmiştir.Onlar tüm insanlığın gerçek süsü, en büyük serveti ve hazinesidir. Ömer Hayyam’ın da onlardan biri olduğunu söyleyebilir miyiz? Kesinlikle evet. Hemen aklımıza ikinci bir soru geliyor: Bu yeteneklerden hangisi daha çok göze çarpar? Adını ölümsüz kılan asıl şey nedir? Acaba Hayyam'ın hangi yeteneğini ilk sıraya ...
    • yeni kitap... Elektriğin Newton'u AMPERE
    • Daha çocuk yaşlarındayken babasının giyotinle öldürülmesinin sarsıntısıyla ruhsal bunalıma giren ve neredeyse bitkisel hayattan bir yılda çıkan, sonra da adını buluşlarıyla bilim tarihine yazdıran; ama sahip olduğu muhteşem zeka kadar da özel hayatında mutsuz olan bu büyük insanın acıklı yaşamöyküsü.
    • TÜRKİYE'DE BİR İLK...
      Tolstoy'un bilinmeyen eseri ilk kez Türkçe yayınlandı.
    • Rusya’da ilk kez 1886’da yayınlanan ama hem Çarlık Rusyası, hem de Sovyet Rusya’nın sansürü nedeniyle bilinmeyen bu kitap Türkiye’de ilk kez yayınlanmaktadır. “Yunan Öğretmen SOKRATES” kendi zamanını aşan, tüm zamanlar için geçerliliği olan bir eserdir. Yaşamlarının anlamını ve amacını merak edenler, bu kitapta kendileri için çok yeni, beklenmedik ve aradıkları doğru cevapları bulacaklardır. Bu kitap her yaş ve meslekteki insanın ilgisini çekecek bir kitaptır.
    • 8 Şubat 1828 yılında doğan JULES VERNE 196 yaşında...
    • Yazdıkları kadar biyografisi de sırlarla dolu olan Jules Verne, kendi geleceği hakkında bile hiçbir tahminde bulunmazken nasıl olmuştu da insanoğlunun yüz yıl sonra gerçekleştirdiği teknolojileri önceden hayal edip yazabilmişti? O, bilim ve teknolojiye yol gösteren bir peygamber miydi? Bilim ve teknolojide meydana gelecek gelişmeler sadece ona mı gözükmekteydi?
    • Modern Romanın Babası CERVANTES
    • “Hayatımda, kader çarkının zirvesine çıkmayı başarabildiğim tek bir gün bile olmadı. Ben ona tırmanmaya başlar başlamaz o durdu.”
      Hayat yolunun sonuna yaklaşırken Cervantes, bu üzücü sonucu çıkarmıştı. Bir taraftan etrafını kuşatmış hayat şartlarında fikirlerinin zaferi için, diğer taraftan da sonsuz maddi gereksinimleri olan kişisel varoluşu için sürdürdüğü ikili mücadelede yorgun düştü; ama yenilmedi.
    • Charles DICKENS 207 yaşında...
    • Romanlarında yoksulları, emekçileri, sağlıksız evleri, barakaları anlatan; kendi de çocuk yaşta işçi olarak çalışmış biri olarak özellikle çocukların yaşadığı zorlukları, çocuk emeği sömürüsünü, kimsesiz çocukları, güçlü bir anlatımla dile getiren; anlatımı yalın, süssüz, ancak gerçekçi ve etkileyici olan ve “... İçinde yaşanılan dönemi tüm pislikleriyle anlatan gerçekçi yazar” Charles DICKENS 7 Şubat'ta 207 yaşına girdi. Eserleriyle yaşayan DICKENS'in ilginç biyografisi bu kitapta.
    • Meksika Halk Kahramanı PANCHO VİLLA
      Çıktı...
    • "O günlerden daha kötüsünü hatırlamıyorum” diyecekti sonrasında Villa, “Allah, düşmanımın başına bile vermesin. En çok da yaralı ve bitap düşmüş askerlerimin can vermiş olması, benim onlara hiçbir şekilde yardım edememiş olmam beni mahvetti. Onca yıl komutam altında korkusuzca mücadele veren kardeşlerimin birbiri ardına düştüklerini ve arkalarında kanlarını bıraktıklarını gördükçe boşuna mı verdik bu kurbanları, halk bir gün büsbütün toprak ağalarına ve para babalarına karşı galip gelebilir mi
    • "BU KİTABI NEDEN YAZDIM?
    • Böyle bir sorunun cevabının daha ilk cümlesinde Mustafa Kemal Atatürk’ün insan olarak, teşkilâtçı olarak, ihtilalci olarak, barışçı olarak sıfatlarından bahsetmek gerekir ki, bu büyük adamın hatırasına kalbinin en samimi köşesini ayıran Türk okuyucusuna bunları anlatmak beni biraz güç duruma düşürüyor. PARAŞKEV PARUŞEV"
Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam28
Toplam Ziyaret118789

ANASAYFA


     Rönesans Dahisi
DA VİNCİ

   
Ürün Kodu : 978-975-6391-50-1
Üretici : ETKİN YAYINEVİ
Etiket Fiyatı : 105 TL (KDV Hariç)
Ürün Özellikleri
Rönesans dönemine damgasını vuran mimar, mühendis, mucit, matematikçi, müzisyen, botanikçi, jeolog, kartografı, yazar ve ressam...
        Detaylar
 
 
Detaylar

Önsöz

 

Kitabın türü ve içeriğini iki unsur belirlemektedir: Birincisi, Leonardo da Vinci’ye ait ilk Sovyet dönemi biyografisi olması, diğeri ise A. A. Guber’in çevirdiği “Resim Üzerine İncelemeler” ve Academic Kitabevi tarafından yayımlanan Leonardo’nun seçilmiş eserler koleksiyonu ile aynı zamanda okuyucunun beğenisine sunulması.

Okuyucuya son iki eseri sayesinde Leonardo’yu en doğru çevirilerle okuma fırsatı sunması,  yazarın bazı olayları kısaltarak anlatmasını zorunlu kılmıştır.  Leonardo’nun konulara yaklaşımı o kadar geniş, o kadar insanüstü güçlüdür ki, farklı alanlarda yapmış olduğu işlerin tüm detaylarıyla okuyucuya aktarılması gerekseydi, ortaya bu kitabın en az on katı bir eser çıkardı.

Yazar eserde Leonardo’nun çalışmaları konusunda da seçici davranma hakkını kendinde bulmaktadır.

Leonardo’nun insanlığa bıraktıkları, aslında verebileceğinin çok az bir kısmını bile oluşturmaz. Arkasında çok az resim bırakmış, heykeltıraş olarak da sadece 1419 yılında Fransız askerleri tarafından Milano’da kurşuna dizilen Francesco Sforza heykelinin alçıdan modelini hazırlamıştır. İtalya’da hiçbir bina planının tam olarak Leonardo’ya ait olduğu iddia edilemez, oysa çizim ve planlarının birçok başarılı esere esin kaynağı olduğu bilinen bir gerçektir. Üretim ve sanayi teknolojisi alanında yaptığı hiçbir icadı hayata geçirilmemiştir. Milano, Floransa ve Fransa’daki mühendislik çalışmaları çoğu zaman yaşadığı bölgenin dışına dahi çıkamamıştır. Örneğin Fransa’da Cesare Borgia’nın yanında yaptığı hidroteknik ve hidrodinamik alanlarındaki çalışmaları çizimden öteye gidememiştir.

Leonardo’nun ressam, bilim adamı, mucit ve mühendis olarak bıraktığı en önemli miras notlarıdır. Bu notlar birçok araştırma, resim ve taslak ile bitip tükenmek bilmeyen bilimsel fikirler ve teknik düşüncelerle doludur.

Leonardo’nun yeni yöntemler araştırmadığı bilim dalı kalmadığını söylemek abartı olmaz. Deneyci zekâsını her yerde görmek mümkündür. Bilimin kendisinden önce çalışılmış bütün dallarında yeni yöntemler denemeye yöneldi. Fakat insanlık Leonardo’nun düşüncelerinin çok az bir kısmından yararlanabilmiş, fikirlerinin çoğu notlarında gömülü kalmıştır.

Çok sayıda yasa ve kalın kitabın oluşturduğu Leonardo’nun edebiyat mirası; ölümünden sonra yazdıklarından seçerek “Resim Üzerine Tezler” adı altında birleştirip, kitap haline getiren öğrencisi Francesco Melzi’ye geçti. Francesco’nun ölümünden sonra Leonardo’nun bu kıymetli yazıları, onun 1506 – 1512 yılları arasında hayatının en mutlu günlerini geçirdiği Vaprio kentindeki villasının çatı katında unutulmuştu, sonraları çalındı. Asırlarca bu yazılar ciltler ve tek tek sayfalar halinde dünyayı dolaştı. Günümüzde ise Avrupa’nın çeşitli depolarından toplatılıyor. Bir kısmı basılmış durumdadır ve hepsi büyük bir titizlikle incelenmektedir. Diğer yandan bu eserler tozlu raflarda beklerken bilim, yerinde saymamış ve Leonardo’nun buluş ve icatlarının büyük bir kısmı başka bilim adamlarını meşhur etmiştir.

Ölümünü takip eden bir kaç yıl içerisinde, sadece tesadüfen kendisini tanıyan insanların eline geçen eserlerinin çok küçük bir kısmı tarihe onun adıyla geçmiştir. Mesela Vesalius, Leonardo’nun anatomi dalında eserlerinin hepsini olmasa da büyük bir kısmını biliyordu. Aynı şekilde ünlü matematikçi Gerolamo Cardano da, Leonardo’nun matematik alanında bazı fikirlerinden yararlanabilmiştir.

Leonardo adı, ancak günümüzde anlam kazanmaya başlamıştır. Oysa yazılı eserleri zamanında yayınlanmış olsaydı,  buluş ve kuramsal düşünce bakımından doğadaki güçleri kontrol edip insanlığa hizmet etmenin yollarını aramış olan, bütün bilim dallarında en büyük, belki de yegâne bilim adamı olarak 40 yıl önce tarihe geçebilirdi.

Leonardo’nun bilim çevrelerinde hak ettiği yere gelememesinde kendi payı da vardır. Çoğu bilim adamı ve düşünür gibi o da istek ve arzularıyla yaşayan bir insandı. Bir şey yapması gerektiğinde tereddüt eder, hemen karar veremez, yeni başladığı işleri yarım bırakıp hiç acımadan yok edebilirdi. Bilim ve sanatta bir tembellik abidesiydi. Yaptıklarını her zaman az bulur, daha fazla çalışmak gerektiğini düşünürdü. Araştırmalarının her aşamasında her biri yeni bir araştırma dalı ve konusu olabilecek yeni sorular ortaya çıkardı.

Çalışma metotlarının temel prensipleri onun için her zaman belliydi ve kesinlikle onlara bağlı kalırdı. Leonardo hiç bir otoriteyi kabul etmezdi. O çağlarda bilimin üzerinde ağır baskısı olan dini kriterleri kesinlikle reddetmiştir. Leonardo’nun metodoloji tezine göre,  bütün bilimsel gerçekler deneylerle pekiştirilmelidir. Onun gözünde deney, bilimsel gerçeklerin tek kanıtlanma yoludur. İşte bu sebeple bilim Leonardo’yu sadece büyük bir resim üstadı olarak değil, aynı zamanda bilime yeni metotlar kazandıran bir öncü olarak da anmaktadır.

Leonardo kendi dönemin çok yönlü bilim adamlarından biriydi ve tezleri o kadar farklı bilim dallarını kapsıyordu ki, eğer yazdıkları üç yüz yıl küflenmeye bırakılmasaydı, günümüzün icat katalogları başka imzalar taşımazdı. Leonardo’nun Academia Yayınevi tarafından basılan seçme tezleri onun bilim alanında ne kadar çok yönlü olduğunu gözler önüne sermektedir. Yazar, Leonardo’yu anlatmak için yazılmış “Floransa Okumaları” adlı eserde olduğu gibi uzun ve monoton bir kitap yerine düşüncelerini küçük tez ve kompozisyonlarla ifade etmeyi tercih etmişti.

Bir kaç denemeden sonra, yazar bu kararından vazgeçmek zorunda kalmış ve dikkatleri üç noktaya çekmiştir: İlki, Leonardo’nun çağı ve ortamı ile ilişkisini saptama; bu onun yaşamını ve faaliyetlerini marksist yöntemlerle açıklayan ilk denemeydi. İkincisi, onun bu makine ve mucitlikle ilişkilendirilen faaliyet ortamlarını aydınlatma; çünkü daha çok işçi sınıfı okuyucularının ilgi odağındaydı; boşuna fabrikalarda işçi mucitlere Leonardo diye seslenilmiyordu. Vinci heykellerinin kırılması, bu kitlenin bilincindeydi. Üçüncü olarak da, Leonardo’nun resim sanatının gelişmesindeki katkısının anlatılması. Bu noktada tecrübeli okuyucuların da fark edeceği üzere, yazar içlerinde Sovyet de olan sanat eleştirmenlerinin ileri derecede abartılı eleştirilerine katılmamaktadır, Leonardo’nun dev yapıtlarında ve resimlerinin büyük bir kısmına baktığında, onların yükleme olduğunu[1] düşünmektedir.

Yazarın batı burjuvazi bilimi temsilcilerinin bilimdışı ve gerici girişimlerini, Ortaçağ skolâstiklerini, özellikle Ockham’lı İngiliz’in Paris takipçilerinin bilimsel faaliyetleri sonucu tekrar eden köleliği sahteymiş gibi tanıtmayı kesinlikle reddettiğini söylememiz gerekir. Engels, Rönesans kavramına temel oluşturacak yeni bir tanım getirmiştir. Yazar aynı şekilde son zamanlarda ileri sürülen Leonardo’ya bir bilim adamı olarak Duhem ve Olschki başta olmak üzere birçokları tarafından verilen abartılı değeri de kabul etmemektedir. Leonardo’yu bilimin bugün erişmiş olduğu konumdan eleştirmekten daha kolayı yok. Çok daha zoru, onu yaşadığı dönemin ekonomik evrimi ve sınıflar arası rekabet içerisinde anlatabilmektir.         

Yazar kendisine ayrılan bu birkaç sayfada bütün zorlukları yenip en azından büyük hatalardan kaçınabildiği iddiasıyla gurur duymuyor. Fakat eseri Leonardo’nun hayatı ve çalışmalarının bir Sovyet yazar tarafından ilk defa Marksist düşünce temellerine dayalı anlatılma denemesi olduğundan başkalarının bu hataları düzelteceği düşüncesindedir. Zira Leonardo kolay diş geçmeyecek kadar çetin bir cevizdi. A.    Civelegov



[1] Dayandırma (kendine mal etme, sahiplenme anlamında)— eserin başka birine ait olduğunu saptama.

 

 

 
 
YAZAR, ÇEVİRMEN VEYA BAYİ OLARAK
BİZİMLE ÇALIŞMAK İSTER MİSİNİZ?