| ||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||
Detaylar | ||||||||||||||||||||||
Dante, Aristoteles’i “Bilginlerin büyük hocası, görünmez dünyanın kasvetli odalarında heybetle yürüyen kudretli bir ölü” olarak tarif ediyor… Aristoteles’in doğumundan iki bin yılı aşkın süre geçmesine rağmen o, fikirleriyle hâlâ aramızda yaşıyor ve “bilginler” ondan hâlâ bir şeyler öğrenebiliyorlar. Günümüzde Aristoteles’in iz bırakmadığı bir bilim alanı göstermek neredeyse imkânsızdır. Çeşitli bilim alanlarındaki kazanımları hakkında görüşlerimiz her ne olursa olsun, onun Bağdat ve Kordoba’da, Mısır ve Britanya’da kabul gören ve her uygar milletin dilinde ve düşünce biçiminde sayısız iz bırakan, onlarca asır süregelen güçlü ve az çok despotik, benzersiz otoritesini kabul etmek zorundayız. Aristoteles’in hayatı, Humboldt ve Darwin gibi büyük bilim insanlarının bile biyografisine benzemez. Onlardan iki bin yıl sonraya bir hatıra kalırsa bile, o da zaman içerisinde çürüyüp kaybolmaktan kurtulan küçük bir anı olabilir. Aristoteles ismiyse bizi, bir insanın görebileceği en muhteşem manzarayla yüz yüze bırakıyor: Sıradan sevinçleriyle, kederleriyle ve hastalıklarıyla birlikte altmış üç yıllık bir dünya hayatı ve ölümden sonra devam eden iki bin senelik ömür!.. Aristoteles’in biyografisini yazan kişinin, çalışmasında iki yaşam arasındaki bağlantıyı bulması gerekiyor ve böyle bir çalışma öncesinde sunağın önünde dururcasına kutsal bir korku hissi sarıyor. Aristoteles’in hayatı hakkında güvenilir fazla bilgiye sahip değiliz, ancak bu kadarı bile bize onun kişiliği, alışkanlıkları, ahlaki ve siyasi görüşleri, ailesiyle, arkadaşlarıyla ve genel olarak bütün insanlarla ilişkileri konusunda çok net bir fikir verebiliyor. Ve hayatı hakkındaki tüm bu veriler, bize aynı Aristoteles’in eserlerinde karşımıza çıktığı gibi bir portre çiziyor. | ||||||||||||||||||||||