- YENİ ÇIKTI... Hüznün İsyanı TURGENYEV
- Bu biyografi, bundan yaklaşık yüz sene önce yayımlandı. Dönemi için yeni kabul edilen bir tür olan biyografik roman tarzında yazılan bu kitap, değerini günümüze kadar muhafaza etmeyi başarmıştır. Rus toplumunun taşrada oturan sıradan bireyleri için yazılmış bu kitaplar bugün de yalnızca kitap kurtlarına değil, tarihteki büyük insanların hayatı ve psikolojisi hakkında çok az bilgi sahibi olanlardan, asıl mesleği bu olanlara kadar geniş bir yelpazedeki okurlara tavsiye edilebilir.
- Yeni Kitap... DARA DURMAK
- Bu kitap, iki Alevi ailenin “Yol Kardeşi” yani “Musahip” olmalarını konu eden bir romandır. Merkezinde “Musahip Cemi”nin yer aldığı kitap, "Yol Kardeşi" olan iki ailenin iki çocuğunun; Melek ile Mazlum adlı iki gencin hüzünlü aşkları etrafında şekillenmektedir. Anadolu'nun bir yöresinde geçen olayı sade ve akıcı bir dille anlatan yazar, bir bakıma Alevilik kültürünü ve felsefesini edebiyat diliyle okurlara sunmaktadır. Keyifle okuyacağınıza inanıyoruz.
- YENİ KİTAP... Evrenin Sonsuzluğunda BRUNO
- ...Şimdi ondan ne suç ortaklarının isimlerini isteyen vardı, ne de dava arkadaşlarını satmasını talep eden. Ondan isteneni yapsa bile kimsenin zindana atılacağı yoktu. Kimseye ihanet etmeyecekti sonuçta. Peki fikirlerine ihanet edecek miydi? Yıllarca öğrettiği ve ateşli bir şekilde savunduğu fikirlerine?
Ayağa kalktı. Kararlı ve heybetli bir duruşla, yargıçların yüzüne haykırmaya başladı: “Bana okuduğunuz bu hüküm, benden çok sizleri korkutmaktadır!”
Uzaya giden yol ateşten geçiyordu...
- YENİ KİTAP... Matematik Dehası PASCAL
- Pascal’ın babası matematikle uğraşmayı ve evinde matematikçileri toplamayı severdi. Ancak, oğlunun çalışmaları için bir plan yaptığında, oğlu Latince’yi iyice benimseyene kadar matematiği bir kenara koymaya karar verdi. Blaise’in merakını bilen babası tüm matematik çalışmalarını ondan dikkatlice saklar ve hiçbir zaman onun yanında arkadaşlarıyla matematikle ilgili konuşma yapmazdı. Çocuk matematik öğrenmek istediğini söylediğinde, babası matematiği ona gelecekte öğreteceğini vaat etmişti.
- Çağının Ötesinde Bir Dahi TESLA
- Sıradışı geniş ve açık bir alın, karakteristik, ince hatlı zarif bir burun, çökük yanaklar, yarım bir tebessümle donakalmış ince dudaklar, bakışlarıyla insanın ruhuna işleyen yorgun ve hüzünlü o harika mavi gözler... Seksen yedi yaşındaki ihtiyarın yüzünün tüm çizgilerinde, canını kurtarmak için değil, sadece insanlık yararına bir şeyler yapabilmek uğruna, en azından biraz daha zaman kazanabilmek için ölüme ısrarla direnen ifadesi kazınmıştı. (...)
- Doğu'nun Sönmeyen Yıldızı HAYYAM
- ...tarih, insanoğlunun faaliyet gösterdiği her alana yeteneği olan pek çok dâhiye tanıklık etmiştir.Onlar tüm insanlığın gerçek süsü, en büyük serveti ve hazinesidir. Ömer Hayyam’ın da onlardan biri olduğunu söyleyebilir miyiz? Kesinlikle evet. Hemen aklımıza ikinci bir soru geliyor: Bu yeteneklerden hangisi daha çok göze çarpar? Adını ölümsüz kılan asıl şey nedir? Acaba Hayyam'ın hangi yeteneğini ilk sıraya ...
- yeni kitap... Elektriğin Newton'u AMPERE
- Daha çocuk yaşlarındayken babasının giyotinle öldürülmesinin sarsıntısıyla ruhsal bunalıma giren ve neredeyse bitkisel hayattan bir yılda çıkan, sonra da adını buluşlarıyla bilim tarihine yazdıran; ama sahip olduğu muhteşem zeka kadar da özel hayatında mutsuz olan bu büyük insanın acıklı yaşamöyküsü.
- TÜRKİYE'DE BİR İLK...
Tolstoy'un bilinmeyen eseri ilk kez Türkçe yayınlandı. - Rusya’da ilk kez 1886’da yayınlanan ama hem Çarlık Rusyası, hem de Sovyet Rusya’nın sansürü nedeniyle bilinmeyen bu kitap Türkiye’de ilk kez yayınlanmaktadır. “Yunan Öğretmen SOKRATES” kendi zamanını aşan, tüm zamanlar için geçerliliği olan bir eserdir. Yaşamlarının anlamını ve amacını merak edenler, bu kitapta kendileri için çok yeni, beklenmedik ve aradıkları doğru cevapları bulacaklardır. Bu kitap her yaş ve meslekteki insanın ilgisini çekecek bir kitaptır.
- TÜRKİYE'DE BİR İLK...
- 8 Şubat 1828 yılında doğan JULES VERNE 196 yaşında...
- Yazdıkları kadar biyografisi de sırlarla dolu olan Jules Verne, kendi geleceği hakkında bile hiçbir tahminde bulunmazken nasıl olmuştu da insanoğlunun yüz yıl sonra gerçekleştirdiği teknolojileri önceden hayal edip yazabilmişti? O, bilim ve teknolojiye yol gösteren bir peygamber miydi? Bilim ve teknolojide meydana gelecek gelişmeler sadece ona mı gözükmekteydi?
- Modern Romanın Babası CERVANTES
- “Hayatımda, kader çarkının zirvesine çıkmayı başarabildiğim tek bir gün bile olmadı. Ben ona tırmanmaya başlar başlamaz o durdu.”
Hayat yolunun sonuna yaklaşırken Cervantes, bu üzücü sonucu çıkarmıştı. Bir taraftan etrafını kuşatmış hayat şartlarında fikirlerinin zaferi için, diğer taraftan da sonsuz maddi gereksinimleri olan kişisel varoluşu için sürdürdüğü ikili mücadelede yorgun düştü; ama yenilmedi.
- Charles DICKENS 207 yaşında...
- Romanlarında yoksulları, emekçileri, sağlıksız evleri, barakaları anlatan; kendi de çocuk yaşta işçi olarak çalışmış biri olarak özellikle çocukların yaşadığı zorlukları, çocuk emeği sömürüsünü, kimsesiz çocukları, güçlü bir anlatımla dile getiren; anlatımı yalın, süssüz, ancak gerçekçi ve etkileyici olan ve “... İçinde yaşanılan dönemi tüm pislikleriyle anlatan gerçekçi yazar” Charles DICKENS 7 Şubat'ta 207 yaşına girdi. Eserleriyle yaşayan DICKENS'in ilginç biyografisi bu kitapta.
- Meksika Halk Kahramanı PANCHO VİLLA
Çıktı... - "O günlerden daha kötüsünü hatırlamıyorum” diyecekti sonrasında Villa, “Allah, düşmanımın başına bile vermesin. En çok da yaralı ve bitap düşmüş askerlerimin can vermiş olması, benim onlara hiçbir şekilde yardım edememiş olmam beni mahvetti. Onca yıl komutam altında korkusuzca mücadele veren kardeşlerimin birbiri ardına düştüklerini ve arkalarında kanlarını bıraktıklarını gördükçe boşuna mı verdik bu kurbanları, halk bir gün büsbütün toprak ağalarına ve para babalarına karşı galip gelebilir mi
- Meksika Halk Kahramanı PANCHO VİLLA
- "BU KİTABI NEDEN YAZDIM?
- Böyle bir sorunun cevabının daha ilk cümlesinde Mustafa Kemal Atatürk’ün insan olarak, teşkilâtçı olarak, ihtilalci olarak, barışçı olarak sıfatlarından bahsetmek gerekir ki, bu büyük adamın hatırasına kalbinin en samimi köşesini ayıran Türk okuyucusuna bunları anlatmak beni biraz güç duruma düşürüyor. PARAŞKEV PARUŞEV"
ANASAYFA
Dünden Bugüne
MİLLİ TÜRK TALEBE BİRLİĞİ
| ||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||
|
| ||||||||||||||||||||||
| Detaylar | 
| |||||||||||||||||||||
Bu kitap, 1960’lı yıllarda Doğu Anadolu’nun karanlığını yırtarak üniversite okumak için İstanbul’a gelen bir gencin, kendini içinde bulduğu öğrenci dernekleri ve Milli Türk Talebe Birliği ile ilgili anılarını ve tanıklıklarını içermektedir. Kitabın yazarı Selahattin Sami Özer, yöneticilik de yaptığı derneklerin sosyal, kültürel faaliyetleri esnasında o dönemde çeşitli yönetim kademelerinde bulunan veya ilerde önemli görevlerde bulunacak kimi şahsiyetlerle olan temaslarını, birçok anı, gözlem ve deneyimlerini çeşitli konulardaki görüşleriyle harmanlayarak bize sunmaktadır. Bir bakıma dönemin sosyal siyasal olaylarına da değinen belgesel niteliğindeki bu kitabı bir solukta okuyacağınıza inanıyoruz. ÖNSÖZMillî kelimesi millete özgü, “ulusal” anlamında bir kelimedir. Osmanlı’dan sonra aydınlanma döneminin ve Kurtuluş Savaşının manevi alt yapısını oluşturur. Osmanlının son dönemlerinde, Abdülhamit ümmetçiliği, Osmanlı’yı bir arada tutacak bir tutkal olarak görmüş ve ağırlık vermiştir. Ümmetçilik ise millî sınırlar tanımaz, millî olmayı reddeder ve İslam olan herkesi ümmet olarak görür. Ne var ki, Osmanlı’yı önce İngilizlerle işbirliği yapan ümmet olan Araplar vurmuştur. MTTB 14 Aralık 1916 tarihinde, İttihat ve Terakki yönetiminde milliyetçi ve aydınlanma yanlısı gençlik tarafından kuruldu. Kurtuluş Savaşının manevi altyapısı millilik ve bağımsızlıktır. Kurtuluş Savaşı sonrasında da aynı bilinci korumak için “Millî” kelimesi çok kullanılmıştır. Bu nedenledir ki; iki öğrenci örgütünün de adı Milli Türk Talebe Birliği ve Türkiye Milli Talebe Federasyonu olmuştur. MTTB 1936 yılında izinsiz miting nedeniyle kapatıldı, 1946 yılında yeniden kuruldu. MTTB’nin bir defa daha yeniden kurulduğu 1946 yılı sonrasında, 1965 yılına kadar aydınlıkçı, eski tabir ile ilerici, yani yobazlığa ve bağımsızlığa bir örgüttü. Bunun içindir ki, Demokrat Parti hükümeti kendi döneminde alternatif olarak Türkiye Milli Talebe Federasyonunu kurdurdu. 1965 sonrası rahmetli Demirel’in başbakanlığı döneminde yönetim muhafazakârlara geçti. Ne var ki muhafazakârlar da tuzağa düştü ve MTTB 1967’de teokrasi çizgisinde olan bir siyasal İslam gurubunun yönetimine geçti. O kadar ki Hizbullah Türkiye kurucuları da bu kurumda yer aldı. Türkiye’nin bugün karşı karşıya kaldığı en büyük risk olan teokrasi riskini yaratan kurumların başında siyasal İslam’ın yuvalandığı MTTB gelir. 1965 yılına kadar, MTTB kongreleri, ülke meselelerinin konuşulduğu ve aylar süren kongreler şeklinde olurdu. Ben 1963’te Cafer Karadağ genel başkan iken, MTTB genel muhasipliği ve 1964’te Yüksel Çengel genel başkan iken, İstanbul Yürütme Kurulu Başkanlığı yaptım. 1965 yılında askerlik görevi için ayrıldım. Bizim dönemimizde MTTB, hükümet nezdinde çok itibar gören bir kurumdu. Yönetime seçilenler arasında mutlak bir birlik anlayışı ve hoşgörü vardı. 1980 darbesiyle öğrenci örgütleri de kapatıldı. Sonradan bazı fakültelerde öğrenci Fikir Kulüpleri kuruldu. O zaman İktisat Fakültesinde dekanlığım sırasında YÖK’ün engellemesine rağmen Öğrenci Fikir Kulüplerinin kurulmasını destekledim. Bugün Türkiye’nin aydınlık gençlerinin yer alacağı ve siyasi vesayet altında olmayan bir öğrenci federasyonuna veya konfederasyonuna her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır. MTTB kitabının yazarı Selahattin Sami Özer ile MTTB günlerimizde her zaman ortak çalıştık. Bu eseri yazdığı için Değerli Kardeşime minnet ve şükran borçluyuz.
ÖNSÖZ.. 7 MİLLİ TÜRK TALEBE BİRLİĞİ. 9 Kuruluşu. 9 Milli Türk Talebe Birliği’nin Daha Önceki Adları 11 Bilimciler Kongresi 12 Vefa Öğrenci Yurdu. 14 Vefa Öğrenci Yurdu’ndan Ayrılıyoruz…... 22 Sivas Günleri 23 Gençlik Gurupları 36 Rasim Cinisli ile Tanışma. 43 27 Mayıs Darbesine Giderken…... 44 Demokrat Parti ve Tahkikat Komisyonu. 45 Darbeler. 49 Yassıada Duruşması 50 M.T.T.B Kongresi ve Yüksek Öğretmen Okulu. 50 Faruk Narin Dönemi 52 Ziya Gökalp’ı Anma. 53 Sultan Abdülhamit’in Ziya Gökalp’ı Sürgün Etmesi 57 M.T.T.B Kültürel Etkinliği 61 Bursa Nutku. 65 Çanakkale Şehitlerini Anma. 66 Kıbrıs Çıkarması Engelleniyor. 69 Adana Yolculuğu. 80 Ömer Sabancı 91 M.T.T.B Tiyatro Müdürlüğü. 95 Çınar Otelinde Balo. 97 Açık Hava Tiyatrosu. 97 M.T.T.B’nin Avrupa Konseri 99 Genç Öğretmen Dergisi 100 Yüksek Öğretmen Okulunda Şairler Gecesi 105 Ahmet Hamdi Tanpınar. 107 M.T.T.B Kongresi (Kargaşa). 109 Yüksel Çengel Beni M.T.T.B’ne Çağırıyor. 112 Yeni Dönem Dergisi 113 Yedek Subay Öğretmenliğim.. 115 Gençlik Hareketi 118 Devrimcilerin Ortak Kullandığı “ANT”. 121 Mahsunî Şerif’in Ağıdı 123 Rasim Cinisli 125 Deniz Gezmiş. 128
(...) Yüksek Öğretmen Okulu Öğrenci Derneği “Genç Öğretmen” adlı bir dergi çıkarıyordu. Dernek adına sahibi bendim. Dergi kısa sürede tanındı. Anadolu’da ve birçok kurumda okunan bir yayın organı oldu. Piyasada da birçok yerde rastlanan ve tutulan bir dergi oldu. Milli Eğitim Bakanlığı Basın Yayın Genel Müdürlüğünce değerlendirilmeye alındı. Şimdi burada “Genç Öğretmen” dergisinin yıllık ciltleri vardır.
olduğum derginin 1. Yıl, 2. Sayısının kapağı.
| ||||||||||||||||||||||
